Tarihin İlk Kadın Matematikçisi Kabul Edilen ve Aynı Zamanda Bir Filozof Olan Hypatia Kimdir?

Hypatia, bilgi ve aydınlanmanın bazen insanlık için ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteren önemli bir filozoftur. MS 360–370 yılları arasında Mısır’ın İskenderiye kentinde doğmuştur. O sıralar İskenderiye, Doğu Roma İmparatorluğu’na bağlı, etnik ve dini çatışmaların sık yaşandığı bir yer olarak kabul edilirdi.

Hypatia’nın babası Theon of Alexandria, tanınmış bir matematikçidir. Bu özelliği kızına da sirayet etmiş; Hypatia, döneminin önde gelen matematikçilerinden ve öğretmenlerinden biri olmuştur. Matematik alanındaki yetkinliği ve dehası, onu Pisagor, Öklid ve Apollonius’un çalışmalarını yorumlayabilecek bir seviyeye getirmiştir. Hidrometre gibi aletlerin yapımı üzerine çalıştığına dair rivayetler bulunsa da, bu konuda elimizde teyitli bilgiler yoktur. Hypatia hakkında bildiklerimiz, onun doğrudan kaleme aldığı eserlerden değil; tıpkı Sokrates’te olduğu gibi, çağdaşları ve öğrencileri aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.

İnancın suistimal edilmesi, tarihin hemen her döneminde rastlanan bir durumdur. Hypatia da bu bağlamda, Sokrates ile benzer bir kaderi paylaşmıştır. Pagan inançlarına bağlı olmasına rağmen yalnızca kendi inancına sahip kişilere değil, Hristiyan ve Yahudi topluluklar arasında da saygı gören bir entelektüel olmayı başarmıştır. Üniversitede ders veren bir kadın filozofun varlığı, dönemin erkek egemen toplumunda hayranlık uyandırmış; ancak bu popülarite, dini çatışmaların bir aracı hâline getirilerek önce nefrete, sonra ise kurban edilmeye yol açmıştır.

Hristiyan Piskopos Cyril’in taraftarları, Hypatia’nın kadın olmasını, zekâsını ve dini tutumunu sorun hâline getirerek onu şeytanlaştırmışlardır. Ders veren bir kadının varlığı henüz sindirilememişken, buna bir de onun başarılarla dolu kariyeri eklenince, dini otorite tarafından tehdit olarak algılanmıştır. Hypatia, tıpkı Sokrates gibi ortadan kaldırılmalıdır. Ancak onun ölümü, Sokrates’in içtiği baldıran zehri kadar “yumuşak” bir idam olmaz. Ölümü, diğer kadınlara gözdağı verecek türdendir — ve öyle de olur. MS 415 yılında, dönemin Hristiyan fanatikleri tarafından vahşice katledilir.

Hypatia’nın ölümü, şehirdeki aydınlanma arayışının sonu olarak kabul edilir. Günah keçisi olarak taşlananların en çarpıcı örneklerinden biri olan Hypatia, düşünen insana her çağda duyulan korkunun da sembolüdür. Onun gibi kadınların varlığına her zaman ihtiyaç vardır; yeter ki onları ideolojik ya da menfaatçi çıkarlarımıza alet etmeyelim.

Zihinde kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like