adminİnsanlar aldatılmaya müsait bir yapıya sahiptir. Gözünün önünde olup bitenleri görmesine rağmen duyumsadığı şeylere olan inancı her zaman galip gelir. Bu, bir şeye inanmak veya inanmak istemenin bir sonucudur.
Örneğin insanlar hala en büyük savaşın silahlar ve uçaklar eşliğinde gerçekleşeceğini sanıyorlar. Oysa bu durum büyük bir yanılgıdır. Dünyayı tayin edecek asıl savaş silahlar ve uçaklarla değil, düzen ile alakalı olacak. Kimin ne şekilde organize ettiğinin bir önemi olmayan bu hususta ilk olarak köydeki toprakların terk edilmesini sağlayacaklar. Şehir hayatını herkese yetecekmiş gibi gösterecek ve onlarca tahrik unsuru ekleyecekler (eğlenceler, restoranlar, kafeler, kulüpler, geçici imkânlar). Yarım dönümü için dahi yerinde duramayan bu sistem, onlarca dönüm arsayı bir daire karşılığı satın alacak. Nede olsa güzel ve gösterişli bir evin içinde oturmak boş bir tarlada oturmaktan çok daha iyi olacaktır…
Bu düzenin kurucuları biz şehirde “30 günü nasıl eşit bir harcamayla tamamlarım?” diye boğuşurken, daire satın almak için sattığımız tarlalarımıza ekilen şeyleri bizlere satmaya başlanacaklar. Köyde bedavaya yaptığımız kahvaltı, şehirde aynı isimle ama aynı olmayan sıcaklıkla yüzlerce liraya sunulacak. Köyde içtiğimiz organik sütü, marketlerden “%100 doğal” yazdığı için üç beş katına satın alacağız. Aramızdan biraz şanslı olup malına mal katanlar doğallıkla beslenebilecek. Ama geri kalanlar GDO’lu ürünlere mahkûm olacak.
Yaşanan bu trajik olayın en can alıcı noktası ise, bu durumu kendi isteğimizle yaratacak olmamızdır. Kimsenin bizi zorlamadığı bir yerde, inandığımız ve aldandığımız şeylerin peşinden koşarak düşeceğiz bu kara deliğe. Kendi irademizle yaptığımız için kimseyi suçlayamayacağız.
Her şey bunlarla sınırlı kalmayacak. Bütün bunların yanında, aile bağımız kopacak. Asansörde karşılaştığımız komşumuza selam vermeyecek, tanımazlıktan geleceğiz. Her türlü cisim veya canlı bizlere riskliymiş gibi gelecek ve kimseye güvenmeyeceğiz.
Eğitime zaman ayırmayacak, ancak bu açığı parayla kapatmaya çalışacağız. Eğitimin gereksizliğini savunanlar dahi çıkacaktır. Onlara küçük bir homurdanma dışında hiçbir şekilde tepki vermeyeceğiz. Pardon! Bunların hepsi zaten oluyordu, değil mi? Öyleyse savaş çoktan başlamış demektir. Zihinde kalın.
admin
